· Bir yalan ne kadar hızlı olursa olsun, hakikat onu yetişip geçer.
KENYA ATASÖZÜ



17 Aralık 2010 Cuma

GÜNLÜKLER/TARKOVSKİ

İnsanın diğer insanlara acı vermeden yaşayabilmesi için bir ideali olmalı; manevi ve ahlaki bir ideali.

*

Hiç kimseye hiçbir şey borçlu olmamak ne korkunç ve onursuz bir şey.

*

Aşk nedir? Bilmiyorum. Aşkı bilmiyorum değil, onu nasıl tanımlayacağımı bilmiyorum.

*

Hakikat kendi içinde değil, onun yönteminde yatar. O yoldur.

*

Gerçek bilgi ancak kalp ve ruhta başarılan, yerine getirilendir.

*

Tutkulu, samimi ve dingin bir inanca sahip olmak kadar zor bir şey yoktur.

*

Acı olmak zorunda çünkü iyi ve kötü arasındaki savaşta ruh ancak acı çekilerek saflığına ulaşır.

*

Asıl şiir sanatı din duygusuyla paraleldir. İnanmayan şair olamaz.

*

Tek önemli şey ZAMAN içinde ZAMAN bulmak…

10 Kasım 2010 Çarşamba

İSYAN AHLAKI/NURETTİN TOPÇU

Düşünce hareketin bir ifadesi olduğu ve insanın dilemesi hem hareketi hem de düşünceyi tayin ettiği için,irade böylece ruhi ve ahlaki hayatın müşterek kaynağı haline geliyor.
*
Gerçekte sezgi ,bir somut zeka şeklidir,bir "duygu hamlesi"dir.
*
Ve "niyet ancak harekete geçtiği nispette samimi ve tamdır".
*
Aslına bakılırsa fert devlette temsil edilmiş değildir;aksine o bütün haklarını devlete devretmiştir.
*
Devlet bir istismar makinesidir.
*
Eğer adalet diye bir şey var ise insanlık bunu,evrensel sorumluluk iradesine sahip olanlarla birlikte,kendi nefislerinin esiri olarak diğer fertleri istismar etmeye çalışan hükümdar ve zorbalara bıkıp usanmadan karşı çıkanlara borçludur.
*
Sezgili düşünce,herşeyden önce,bir estetik düşünüştür.
*
Eğer inanç iletilebilir olmasaydı ve doğduğu fertte ebediyyen kapalı kalsaydı ne insan toplumu olurdu,ne de medeniyet.
*
Şüphesiz "önceden hazır olanlar için bir işaret yeter".
*
Varlığın sahip olduğu bütün kuvvetlerle kendisinden başka birine kendini teslim etmesi anlamında iman,aşkla aynıdır.
*
İnançta akıldışı hiç bir şey yoktur.O,aklın en yüksek hareketidir.
*
İsyan Allah'ın bizdeki hareketidir.Benlik,bu ikilikte Allah'ın iradesine boyun eğer.
*
O halde hakiki hürriyet Allah'a aittir;o bizde gerçekleşmiş bir ölçüde bizim tarafımızdan gerçekleştirilmiş ilahi hürriyettir.İsyan hareketimizdeki bu hareketin teyidinden başka bir şey değildir.İnsanın isyanı herşeyden evvel kendi tabiatına karşı,kendi iç kuvvetlerine,dar ve bencil arzularına karşı isyandır.Böyle bir tabiat,doğrusunu söylemek gerekirse ,esareti teşkil etmektedir,hem de her çeşit esaretin kaynağıdır.İç kuvvetlerinin zorbalığından kurtulan insan,evrensel sorumluluk yüklenir ve insanlar arasındaki pasif dayanışmaya karşı,zorbaların hakimiyetine karşı isyan eder;bunu da bütün bir iradeyle hakiki bir dayanışma ve gerçek bir hakimiyet isteyerek yapar.
*
Fakat bir hareket ,ancak kendi içerisinde başkaldırdığı bir nizama karşılık,yeni ve zorunlu olarak daha üstün bir nizamın ihtiraslı iradesini taşıyorsa isyan adını alabilir.
*
Allah'a boyun eğmek,insanın kendi benliğine karşı isyan etmesi demektir.
*
O halde bizim anlayışımıza göre isyan nedir?Biz,hem uysallığa hem de anarşizme karşıyız.Ferdin sadece bütün iradeleri aynı şekilde belirleyen bir İrade karşısında uysallığını kabul ediyoruz.
*
Kendi tasavvuf geleneğine yeniden sarılacak olan Anadolu çocukları,hem kendi nefislerinin zorbalığına karşı hem de despotların zulmüne karşı her zaman kutsal cihad ilan edecekler ve kendi darağaçlarının önünde cesaret ve gururla,cihatlarının tam anlamıyla şuurunda olarak:ben Hakikatım"En'el Hakk" diyebileceklerdir.
(dergah yayınları,5.baskı,Şubat 2010)

4 Ekim 2010 Pazartesi

TARKOVSKİ'DEN...

"Her halukârda insanın bu dünyaya manen yükselmek amacıyla geldiğini, kötülük dediğimiz şeyi yenmek, kaynağı egotizmde yatan kötülüğü yenmek için geldiğini anlaması lazım. Egotizm, insanın kendi kendisini sevmesinin, sevgi kavramına dair hatalı bir kavrayışı olmasının bir semptomudur. Her şeyin deforme olmasının kaynağı budur. Bilimimizin budalalığı, hataları ve yıkıcı sonuçları, kadınların doğru zamanlarda iktidarı almamalarının değil, insanın manen yüksek seviyeye çıkamamış olmasının sonucudur. İnsanlık manevi değerler doğrultusunda ilerleseydi, bir enerji kaynağı değil manevi bir kaynak arayışına girseydi, o zaman bu konuştuğumuz hiçbir şey gündemimizde olmayacaktı. O zaman insan manevi bir sürecin denetiminde uyum içinde gelişecekti. Manevi sürecin entelektüel süreç gibi böyle bir tek taraflılık yaratabileceğini sanmıyorum. Maneviyat, uyum kavramını içerir zaten. Ne kadar haklı olursanız olsun, başka her şey ikincil önemdedir."

Andrey Tarkovski/Şiirsel Sinema